16 Ekim 2007 Salı

ASLAN KRAL MAKAMI

Çeşmeden su alırken atını koşturarak gelen biri, atını üzerine sürer çocuk İbrahim Hakkı’nın. Can havliyle kendimi kurtarmaya çalışırken testi kırılır. Hocası testiyi kıran atlıya bir şey söyleyip söylemediğini sorar. “Hayır” cevabını alınca; “çabuk git ona bir şey söyle” diyerek İbrahim Hakkı’yı çeşmeye yollar.
İbrahim Hakkı, çeşmenin başında atını tımar eden adama bir türlü laf söyleyemez.
Dönüp geldiğinde hocası Fakîrullah sorar:
-Ona bir şeyler söyledin mi?
-Söyleyemedim efendim. Hocası bağırır:
-Sana diyorum; çabuk git, o adama bir şeyler söyle, mukabele et! Yoksa sonu felâket!
İbrahim Hakkı koşup çeşmenin başına gelir. Bir de bakar ki, testisini kıran adamı, kendi atı, attığı çiftelerle çeşmenin havuzuna yuvarlamış!
Herkesin bir hesabı vardır. Allah’ın da!

Aslan Kral makamında kimse İbrahim Hakkı’nın hakkını aklına getirmiyor. Aslan fare oyunu oynamayı seviyor. Oturdukları koltukları döndükçe koltukları kabarıyor belli ki!

Birkaç yıl evveldi. Aslan Kral makamında olan zat, emrindekilerden birini makamına çağırır. Cızır cızır etmekte olan koltuğunda bir sağa bir sola dönmektedir. Önünde en iyisinden bilgisayar, ekranda “okey” oyunu. Şöyle dönüyor emrindekine ve olmadık hakaretler yağdırıyor.
Adam diyor ki; “Aslan Kral, marifet o ki altından o döndüğün koltuk bir gün çekilince kıçının üstüne düşmeyesin. Bu karşındaki kişi hiç düşmeyecek. Çünkü onun ne böyle bir koltuğu, ne de koltuk sevdası olmadı ve olmayacak ta.”Ve ilave etti.


“Hasbelkader düşen üs onuruna
Düzene uyarak yozlanmamalı!
Dün gelen gidiyor borçlu yarına
Umut durağında nazlanmamalı!

Sırtta taşındığın dün hatırına
Omuz verilen şu gün hatırına
Açmaza girmeden son hatırına
El ağzına bakıp gazlanmamalı!

Emek ve sevdayı sayarak kutsal
Hakkını vermeli, terleyip al al
Kalbin cömert sofrasında bu minval
Çeker bir kırağı közlenmemeli!

Derede kum, yolda çakıllar döner
Yüreği paslanmış pakıllar döner
Ayaklar kesilir, akıllar döner
Up uzun uzanıp sazlanmamalı!

En güzel makamlar çam ağacından
Kemiren güveler titrer acından
Şu makamın ipi iki ucundan
Tutup çekilince bozlanmamalı!

Özge diyetlere olunca sözlü
Azizliği gammaz, söz iki yüzlü
Firavun, Neron’dan, Karun’dan hızlı
Kral kesilerek hızlanmamalı!

Özümlenmiş özelliğin hasına
Gerek var, bu hası bir daha sına
Sokakta satılan, yok pahasına
Orun zilletiyle düzlenmemeli!

Bugünler zillette, dünler sefasız
Gönüller pazarcı, başlar kafasız
Oğullar hayırsız, avrat vefasız
Torunu görmeden pozlanmamalı!

Değirmi kuyunun taş dolu dibi
Düşünce hasislik, hayta terkibi
Sıra sıra, boy boy madalya gibi
Haset raflarında tozlanmamalı!

Kulların kudreti olsa kalıcı
Azrail olmazdı canı alıcı
Bu gaflet, delalet, haset ne acı
Kuyruğa basarlar sızlanmamalı!”


Aradan çok zaman geçmedi. Aslan Kral gözden çıkarıldı. Altındaki koltuk başka aslan kral heveslileri tarafından çekildi. Bizim Aslan Kral öyle bir düştü ki kıçının üstüne, hem nasıl düşme.Uzunca bir süre aklı başına gelemedi.Şimdilerde Aslan Kral ortalarda yok ama hakaretine maruz bıraktığı bir başkası Aslan Kral makamında.
Herkesin bir hesabı vardır. Allah’ın da!

Bu günler; aslan kral makamındaki bazılarının, kendi başarısızlıklarını emrindekilerden çıkarmaya çalışanların devran sürdüğü günler. Kendinde değil, başkasında suç aramak hakkaniyet ölçülerine sığmasa gerektir. Tamam akıl sahibi herkes biliyor ki, siz aslan, tebaanız savunmasız fare konumunda. Bu işi becermek için çok düşünmeye gerek yok. “Benim çizgime geçtin” demek yeterli. Nitekim bahaneler bundan farklı değil. Allah buyuruyor ki:“Ey akıl sahipleri görmez misiniz? İbret almaz mısınız?”
Herkesin bir hesabı vardır. Allah’ın da.

Şu benim memleketimde bir zamanlar her alandaki başarı herkesi kıskandıracak durumdaydı. Şimdilerde bilmem ne sınavında Türkiye yetmiş üçüncüsü olmuşuz yazık. Başını elleri arasına alıp düşünmesi gerekenler, olmadık yerlerde sebep arıyorlar, “ideolojik yaklaşım” diyerek,”bizi çekemiyorlar” diyerek. Ve zulüm ediyorlar etrafındakilere. Ve de yazık ediyorlar,hem kendilerine, hem geleceğe, hem geçmişe.
Evet; herkesin bir hesabı vardır. Allah’ın da!
Allah’ım! Güzel Allah’ım! Makam verdiklerine biraz da merhamet ver!

Zülfikar Yapar Kaleli