14 Ekim 2007 Pazar

KAN VE KINA


Gelin olmuş, duvak giymiş, süslenmiş,
Dört bir yandan katar katar söz gelir.
Irmakları kanım ile beslenmiş,
Bu sarhoşluk cana biber, tuz gelir.

Dostun ve düşmanın sandığı gibi,
Mecnun’un Leyla’ya kandığı gibi,
Ananın oğluna yandığı gibi,
Ben yanarım bu Aslı’ya vız gelir.

Bir sabah sebepsiz uyandım erken,
Hep seni düşündüm yolda giderken,
Bende bu aşk, sende bu eda varken,
Bu sevdaya beş bin şehit az gelir.

Yunus’u bağrına basmış, uslanmış,
Fetihlere gelin diye süslenmiş,
Şirin demiş Ferhat dağa yaslanmış,
Sevgiliden sevgiliye naz gelir.

Aslı han, Mehmet’in döktüğü kandır,
Aslı han, kan ile beslenen candır,
Bir uçtan bir uca aziz vatandır,
Mehmet ölür, Aslı han’a yaz gelir.

Diken de güzeldir gülü kokunca,
Kutlu bir destandır düne bakınca,
Ak ellere kızıl kına yakınca,
Aslı güler Kerem’ine haz gelir
Zülfikar Yapar Kaleli