14 Ekim 2007 Pazar

MEÇHUL’ÜN SIRRI…




O Onayan, bir inkârdan doğmadı
Asıldaki aşk közünde o vardı.
Gönle sığdı, şu dünyaya sığmadı
Umutların beyazında o vardı.

Bir doyumsuz sevda yeşil yaprakta
Aşk büyüsü kokan karada, akta
Karanlık gecede, kara toprakta
Karıncanın kalp gözünde o vardı.

Varlığın şahsında hiçliği tutan
Mum olur, gönüller karardığı an
Çile dergâhında gönüllü yatan
Âşıkların her sözünde o vardı.

Aşkın mabedinde, onun izinde
Zincirle bağlanan gönüller zinde
Erenler kavlinde, sözün gizinde
Ehlibeyt’in nur yüzünde o vardı.

Bir gönül külünde yandırdı bizi
Onmayan sevdada çaresiz sızı
“Yürekteki yara onun göz izi”
Karakışın ayazında o vardı.

Görünmezin en görünmez yerinde
Tabiatın sunduğu her üründe
Varlığın sebebi kalpten derinde
Çiçekteki bal özünde o vardı.

Ben onu solurum, “beni” bitirir
Hayallere sığmaz alır, götürür
Belki Zühre yıldızına yetirir
Karıncanın sığ izinde o vardı.

O güzelsiz yağmur yağmaz bu hana
O güzelsiz bebek belemez ana
O güzelsiz âşık bakmaz cihana
Gelin kızın niyazında o vardı.